Doç. çocuğun psikolojisi göz önüne alındığında en iyi yöntemin genel anestezi altında sünnet olduğunu belirtti. Özdemir, şunları söyledi: “Lokal anestezi ile sünnet ancak yenidoğan döneminde yani yaşamın ilk 30 gününde mümkündür. Bu süreden sonra her yaşta sünnet için genel anestezi önerilir. Doktor tarafından yapılmayan sünnet uygulamaları dikkate dahi alınmamalıdır” dedi.
Çocuk Cerrahisi Uzmanı Doç. Tunç Özdemir, erkek çocuklu çiftlerin “ilk işlem” olarak kabul ettiği sünnetin cerrahi bir müdahale, bir operasyon olduğunu hatırlattı. Doç. günümüzde birçok orta yaş ve yaşlı erkeğin travma yaşadığını ve doktor olmayan kişiler tarafından yapılan sünnetlerden dolayı kötü anılar yaşadığını söyledi. Dr. Özdemir, olumsuz şartlarda doğru şekilde yapılmayan sünnetin olumsuz sonuçlarına dikkat çekti.
Lazere yer yok
Sünnet işleminin asıl amacının penis ucunu kaplayan sünnet derisini cerrahi olarak çıkarmak olduğunu belirten Özdemir, şöyle konuştu: “Sünnette uygulanan çeşitli yöntemler var. Ama her zaman klasik yöntem tercih edilmelidir.” Lazer sünnet işlemiyle ilgili şunları söyledi:
“Günümüzde lazer teknolojisi sadece göz cerrahisi ve endoürolojik cerrahide uygulanan bir teknolojidir. Sünnette lazer uygulaması yoktur. Lazer adı verilen uygulama, kaynak işlerinde kullanılan “havya” benzeri bir aletle penisin yakılması-koterleştirilmesiyle yapılan uygulamadır. Bu yanık penisin tamamının yanmasına ve penisin kısmen veya tamamen kaybolmasına neden olabilir. Bu nedenle bilimsel olarak kullanılması çok tehlikelidir.”
Sünnet için en uygun yaş kaçtır?
Öte yandan Ass. Özdemir, cinsel kimliğin geliştiği ve bilincin henüz gelişmeye başladığı dönem olan 2,5 ile 5 yaş arasında sünnetin önerilmediğini söyledi. Bu dönemde yapılan ameliyatın çocukta travma yaratabileceğini ve psikolojik gelişiminin olumsuz etkilenebileceğini kaydeden Özdemir, “Sünnet için en uygun dönem yenidoğan dönemidir.” Doç. Yenidoğan döneminde sünnet yaptıran ebeveyn sayısının yıllar geçtikçe arttığını ancak birçok ebeveynin sünnet için okul yaşını tercih ettiğini belirtti. Dr. Özdemir sözlerine şöyle devam etti:
“Her eğitim-öğretim yılının bitiminden sonra sünnet sezonu açılıyor. Yine eğitim-öğretim yılının sonuna yaklaştığımız şu günlerde, sünnetin kimde, nerede ve hangi şartlarda yapılması gerektiği konusunda ebeveynlere bilgi verilmesi o çocuğun ilerideki yaşamı açısından oldukça önemlidir. Sünnet işleminde anestezi konusunda pek çok farklı konuşmalar olsa da özellikle çocuğun psikolojisi göz önünde bulundurulduğunda en uygun sünnet yönteminin anestezi altında sünnet olduğu konusunda bilimsel görüş birliği mevcuttur. Lokal anestezi altında sünnet ancak yenidoğan döneminde yani yaşamın ilk 30 gününde mümkündür. Çocuk cerrahları olarak bu dönemden sonra her yaşta sünnet için genel anesteziyi öneriyoruz.”
Çözülemeyen sorunlar
Doç. Dr. Özdemir, dünyada en sık uygulanan cerrahi işlem olarak kabul edilen sünnetin komplikasyon oranının yüzde 0,2 ile 5 arasında değiştiğinin altını çizdi. Yetersiz sağlık koşullarında, yetkisiz kişilerce yapılan sünnetlerde komplikasyonların daha fazla ortaya çıkabildiğini kaydeden Özdemir, şöyle konuştu: “Sünnet komplikasyonları iki grupta toplanabilir. Başlıca komplikasyonlar; Penis kangreni, penis yırtılması, penis başı yaralanması, şiddetli kanama, penis deformitesi, eğrilik. Minör komplikasyonlar ise; Bunlar kanama, enfeksiyon ve idrar yolu açıklığının daralması olarak sıralanabilir. Ehil ellerde, steril koşullarda ve doğru cerrahi teknikle yapılmayan sünnet, çocuğun hayatını etkileyecek ciddi sorunlara yol açabilir. Bu sorunların bir kısmı çözülebilirken bir kısmı çözülemez. Bu nedenle doktor tarafından yapılmayan sünnet uygulamalarından kaçınılmalıdır.”