Türkiye terörizm olmadan ekonomiyi nasıl etkileyecek?

Dünyanın birçok bölgesine yapılan yatırımlarıyla bir isim yapan iş dünyasında iyi bilinen isimlerden biri olan Fesih Zeki Mert, “Terörizm Olmadan Türkiye” süreci hakkında önemli değerlendirmeler yaptı. Mert işadamları, “Terörizmsiz Terörizm” bu süreçle ilgili düşünceler, Türk ekonomisinin katkılarıyla bizimle paylaşıldı.

Terörizm olmadan Türkiye'nin hedefi hakkında ne düşünüyorsunuz? Buradan başlayalım.

Her şeyden önce, bu sürecin çok değerli olduğunu vurgulamak istiyorum. Bence Türkiye sürecinde terörizm olmadan atılan adımlar, Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki en büyük projelerden biri. Bu sürecin önümüzdeki yıllarda hem vatandaşlarımıza, iş adamlarına ve bölgeye büyük bir avantaj sağlayacağına inanıyorum. Ayrıca, vurgulamalıyım; Bu süreçle, Kürtler ve Türkler de dahil olmak üzere tüm segmentler kazanacak. Terörizm olmadan Türkiye ile ilgili bir sorun topu haline gelen sorunların çözümü ile, tüm Türkiye'de sorunların çözümü ile tamamen farklı bir atmosfer oluşacaktır. Bu süreç tüm halkların yararına olacaktır. Bu süreci kucaklayamama, birime karşı çıkan karşuzik anlamına gelir ..

Başkan Erdoğan ayrıca manifesto tarafından konuşmasında Türk, Kürt ve Arapları da vurguluyor. Buna katılıyor musun?

Sayın Başkan Erdoğan'ın ifadelerini çok değerli buluyorum. Ne yazık ki, ülkemizde aşağıdaki durum var: Sorunlar doğru bir şekilde ortaya çıkmasına rağmen, kimse gerçeğe bakmaz. Kimülcahamam başkanımızın konuşması tarihsel bir manifesto idi ve sürecin ruhuna uygun bir konuşmaydı. Bu konuşma yoluyla kötü niyetli tutumlar sergilemek mümkün olmamalıdır. Tüm segmentlere hitap eden bu konuşma, siyasi hafızamızdaki tarihsel konuşmalardan biri olarak harcanmıştır.

Süreç olumlu ilerlerse, PKK silahları tamamen bırakırsa, hem bölgesel ekonominin hem de Türk ekonomisinin yansıması nedir? Çok etkiliyor mu?

Bu soru “etkilemez” ve ciddi şekilde saf olmalıdır. İki dördü iki; Matematik ortada! Bu süreçle, tüm enerjimizi barış, barış ve kardeşlik arzı için harcamalıyız. Sorunlarımızı halı altında süpürmek yerine, bunları tek tek incelemeliyiz. Barış dili konuşmak, diyalog kurmak, dinlemek ve birbirini anlamaktır. Bu yaklaşımları benimsersek, eğitim, sağlık, turizm ve üretim için 40 yıldır terörizme adanmış bütçeyi aktarabiliriz. En kötü barış da savaştan daha iyidir.

“Kimse bu süreç boyunca hırslarını almamalı!”

Süreç hakkında bazı eleştiriler var. Bu sürecin insanlar değil, politik olduğu ifadelerine katılıyor musunuz? Söz konusu bir siyasi durum mu?

Kan neden kaybetsin, neden anneler ağlasın? Bu sorunu oturma ve çözme isteğiniz olduğunda neden çözülmez? Son zamanlarda takip ettiğim kadarıyla; Bazı insanlar bu barış sürecine zarar vermeye ve siyasi çıkarlarını vurgulamaya çalışıyorlar. Bu süreç tamamen insani bir süreçtir. Kimse bu süreç boyunca bireysel hırslarını, çıkarlarını, parti ideolojilerini, gelecekteki endişelerini ve oyların hırslarını almamalıdır. Bu insanlık dışı bir tutum haline gelir. Annelerin artık ağlamadığı ve bölgemizin yeniden yaşadığı bir sürece ihtiyacımız var. 40 yaşındaki kardeşin mücadelesinin sona ermesi gereken bir aşamadayız. Bu hepimizin ortak sorumluluğudur … Başkan Erdoğan ve MHP Devlet Bahceli'nin lideri ve devletimizin tutumu bu süreçte çok değerlidir. Türk, Kürt ve Arap vatandaşlarımızın barışa inanması, sürecin barışı içereceğini gösteriyor. Özellikle son yıllarda bölgemizde İran ve İsrail savaşlarını gördük. İç mekanımızı güçlü tutmalıyız. Türkiye büyüme ve gelişme sürecindedir. Türkiye Orta Doğu'daki iç sorunlarıyla yüzleşmemelidir; Bölgesel güç aynı zamanda küresel bir güç olabilir. Bence buna karşı çıkanlar iyi niyet değil.

Türkiye terörizm olmadan ekonomiyi nasıl etkileyecek? 2

Bu noktada, Büyük Ulusal Turco Meclisi tarafından benimsenen adımlar ve politikacıların görevi nedir? Bu süreçte iç vurgu nasıl rol oynuyor?

Meclis'te kurulan komisyon çok değerlidir. Tüm parlamenterler sorumluluklarını karşılıyorsa, kardeşlik ve barış süreci daha sağlam olacaktır. Milletvekillerinin bu anlamda ellerini taş altına koymaları iç mekanı güçlendirecek. Devletin devletin iradesine sahipse, siyaset niyet aramadan bu süreci desteklemelidir. Bazı politikacılar amaçlanıyorsa, milletvekilleri ve vatandaşlığı sorgulanmalıdır.

“Birlikte güçlüyüz”

Yeni bir sivil anayasa fikrine katılıyor musunuz?

İç cepheyi güçlendirmek için yeni bir sivil anayasa yapılmalıdır. Yeni Anayasa, birimimizi ve dayanışmamızı güçlendirmek ve devlet-ulusal bağı güçlendirmek için önemli bir fırsattır. “Yeter oldukça”, gömülmeli ve siyasetle konuşmalı. Bunun adresi Parlamento. En çeşitli görüşler bile özgürce tartışılmalıdır. Ulus, koruma kurulmasıyla hatırlanmak istemiyor. Ulus, anayasa tarafından cuntanın izleri ile yönetilmek istemiyor. Ulus ulusun iradesini, sivil ve liberter anayasasını korumak istiyor. Bu istek kurtarılamaz.

Türkiye terörizm olmadan ekonomiyi nasıl etkileyecek? 3

Yurtdışında birçok bölgede uluslararası projeleriniz var. Kanada, Çin, Ukrayna ve Yeni Zelanda gibi ülkelerde faaliyet göstermektedir. Bu projelerin bir parçası olarak, sürekli yurtdışındasınız. Bu durumun dış yansıması nedir?

25 yıldır yurtdışında yaşıyorum. Görebildiğim kadarıyla, ilk kez çözüm noktasına çok yakınız. Bu aynı zamanda ülkemizi takip eden finans kurumları, yatırımcılar ve şirketler olarak da görülmektedir. Çünkü para görüntü ve güven gerektirir. Böyle bir barış ve istikrar ortamı yatırımcılar için çok ilginçtir. Barış süreci savaş baronları için işe yaramayabilir; Ancak böyle bir ortamın Türkiye'deki barış ve refah rüzgarını havaya uçurduğundan emin olun. Yatırımcılar buraya yatırım yapıyor. Türkiye, 85 milyon nüfusa sahip büyük bir ülkedir. Her şeyden önce, genç nüfus diğer Batı ülkelerine kıyasla oldukça yüksektir. G-20 ülkeleri arasında yer alan Türkiye, iç mekanlarını güçlendirdiğinde, Amerika, Asya ve Avrupa'dan büyük ilgi çekecek. Terörizm olmadan küresel ekonomide Türkiye'nin konumu güçlendirilecek, süreç istikrarlı ekonomi politikalarını kapsayacak, işgücü kapasitesinin dinamiğini artıracak ve yatırımların cazibe merkezi olacak. Bunun altını çizmek istiyorum; Kürt, Türk ve Araplarımız birlikte hareket ettiklerinde her zaman kazandılar. Hikaye tanık. Bunun en iyi örnekleri Malazgirt'in zaferi, İstanbul'un fethi, Çanakkale'nin zaferi ve Bağımsızlık Savaşı. 15 Temmuz destanında bile. Birlikte güçlüyüz.

İlgilenebilirsin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir